İnegöl Belediyesi, deprem gerçeğini masaya yatırarak bu konuda hem ilçe halkını bilgilendirmek hem de şehir olarak alınacak önlemleri belirlemek adına çalışma başlattı. İnegöl Doğal Afet ve Arama Kurtarma (İNDAK) işbirliği ile Cumartesi akşamı 20.00’da Sani Konukoğlu konferans salonunda “Deprem” konulu seminer düzenlendi. Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Kocaeli Yer ve Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şerif Barış’ın konuşmacı olarak yer aldığı seminere; Belediye Başkanı Alper Taban, Başkan Yardımcıları, siyasi parti temsilcileri, oda ve dernek başkanları ile vatandaşlar katıldı.
MAALESEF İNEGÖL’DE AFET ÖNCESİ HAZIRLIKLAR ÖNEMSENMİYOR
Toplantının açılış konuşmasını yapan İNDAK Başkanı Varol Yılmaz, “2013 yılında faaliyetlerine başlayan ekibimiz, 2016 yılında Arama Kurtarma Derneği olarak resmiyet kazandı. Ekibimiz 26 kişiden oluşan sivil bir dernektir. Üyelerimizin hepsi çeşitli meslek dallarında çalışan, burada tamamen gönüllülük esasıyla özveriyle faaliyetlerimize destek veriyorlar. Bugüne kadar aldığımız eğitimler; enkaz arama kurtarma, arazi arama kurtarma, temel yangın, ilk yardım, suda arama kurtarma ve sualtı dalgıçlık. Bugüne kadar ilçemiz ve çevresinde birçok kayıp arama, orman yangını, iş kazaları ve yurt dışında Nepal depreminde arama kurtarma çalışmalarına destek verdiler. Bayan gönüllü eğitimlerimize başladık. Bayan ekibimiz şuan 14 kişiden oluşmaktadır. Kurulduğumuzdan bu yana zorluklar içinde devam ediyoruz. Neden zorluklar içinde? Bunun cevabı sizler de. Maalesef İnegöl’de afet öncesi hazırlıklar önemsenmiyor. Önemsenmediği gibi yapanlara da destek verilmiyor. Sanki ilçemiz deprem kuşağında değil. Sanki 5 tane aktif fay hattı geçmiyor. Son günlerde bölgemizde depremsel bir hareketlilik var. Umarım bu ufak sallantılar daha büyüğü gelmeden herkesin uyanmasına vesile olur ve bu akşam İnegöl adına bir başlangıç olur. Bu konuda İnegöl’de neler yapmak istiyoruz, neler yapılması? Kısa adı TAG ve MAG olan ekiplerin kurulması. Kurulan bu ekiplerin teknik malzemelerinin koyabileceği güvenli bir alan. Bu alanda ekiplerin çalışması için eğitim alan. STK’larımızın kendi içlerinde arama kurtarma müdahale ekiplerinin kurulması. TAG ve MAG ekiplerinin olması neden önemli? 1999 depreminden bir örnek vereyim; yapılan bir araştırmada depremden sonraki ilk 48 saat içinde yerel halkın enkazdan çıkardığı canlı insan sayısı yaklaşık 11 bin kişi. Daha sonra gelen uzman ekiplerin çıkardığı canlı insan sayısı ise yaklaşık 500 kişi. Aradaki bu farkın yerelde bu ekiplerin neden olması gerektiğini açıklıyor. Yerelde halk bu konuda eğitimli olursa kurtaracakları insan sayısı da o kadar fazla olur. Yeterli mi? Değil. Bu insanları kurtarma ve ilk yardım tekniklerinin bilirseniz, sakat bırakmadan kurtarırsınız. Bu insanların özürsüz, engelsiz, mutlu bir hayat yaşamalarına vesile olursunuz. Bu eğitimleri almak çok mu zor? İnanın değil. Bakın AFAD’dan arkadaşlar, bizlen buradayız. Çalışma yapmak isteyen herkese destek veririz. Yeter ki, isteyin ve niyetine girin. Ben burada idari ve mülki amirimize bir öneri sunmak istiyorum; ilçemizde üye sayısı 500’den fazla olan oda ve derneklerimizi bir masada toplasalar. İçlerinden 10’ar kişilik dahi olsa bir ekip kurmalarını önerseler, inanın mükemmel olur. Kendi içinden çıkaramayan ekipler, bizim gibi oluşumlara hiç olmazsa maddi ve manevi destek versinler. Bizler gece gündüz, hafta sonu ne zaman derlerse destek versinler, vermesinler yanlarındayız, çalışmalarını destekleriz. Buradan bürokratlarımıza sesleniyorum; özellikle milli eğitimle gençlerimize bu konularda ulaşmamız için bizlere yardımcı olsunlar. Yolumuzu açsınlar, biraz esneklik göstersinler. Herkesin yapacağı bir şey muhakkak var. Yeter ki, deprem gerçeğini görelim. Depreme karşı hepimiz aynı takımdayız. Uzmanlar sallanacak diyorlar, bizlerde sallanacak vakit yok diyoruz. Bugün bizi anlayan ve destek veren Belediye Başkanımız, Kent Konseyi İnşaat Çalışma Grubu ve her zaman yanımızda olan AFAD ekibine teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
HERKES DEPREM UZMANI DEĞİL
Açılış konuşmasının ardından Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Kocaeli Yer ve Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şerif Barış kürsüye çıktı. Barış, “İnsanlar deprem olduğunda depremi hatırlıyorlar ve deprem olduktan sonra bu hatırlama çabuk bir şekilde geçiyor. 16 Ağustos 2018 gecesi saat 02.00’e Gölcük’te deprem anıtının önündeydim. Bizi izleyen 20-25 Gölcüklü vatandaş vardı. Ama arkadaki kafede belki 500 tane vatandaş vardı. Dolayısıyla Gölcük bile depremi unuttuktan sonra ben açıkçası bu kadar kalabalığı burada beklemiyordum. Onun için sizlere teşekkür ediyorum. Öncelikle ben kimim? Çünkü medya da birçok insanı görüyorsunuz. Ve bir hastalık var. O hastalık canlarımızı, kardeşlerimizi, vatandaşlarımızı alıyor. Aynı zamanda milyarlarca dolarımızı alıp götürüyor, birkaç dakikanın da altında bir sürede. Dolayısıyla sizlere bazı şeyleri söyleyecek kişilerinde kim olduğunuzu tanıma da fayda var. Çünkü maalesef televizyonlara baktığınız da herkes deprem uzmanı, herkes bu işi biliyor ve herkes siz ölüm için zaman biçiyorlar. Bunu söylerken uzmanlıklarının önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum. Ben 1986 yılından beri deprem uzmanıyım. Şuan Kocaeli Üniversitesinde deprem konusunda çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu.
KAPASİTEYİ ARTTIRMAMIZ LAZIM
“Deprem bizim için bir tehdit ve tehlike” diyen Barış, “Bizim tehlikeyi uzaklaştırmamız mümkün değil. Burada depremi oluşturan fayları uzaklaştırıp, fayları durdurmak, fayın içine su basarak durdurmak gibi bir şansımız yok. Biz ancak ve ancak riskleri azaltabiliriz. Maalesef İnegöl’de 5 tane deprem üretecek fay var. Ve bunların hepsi sizin canınızı acıtacak, çocuklarınızı, torunlarınızı, belki sizleri öldürecek olaylar. Riski azaltabilmek için bizim yapabileceğimiz tek şey var; tehlikeyi uzaklaştıramıyoruz, şehirlerimizi küçültemiyoruz, değerlerimizi azaltamıyoruz. Ne yapmamız lazım? Ancak ve ancak kapasiteyi arttırmamız lazım. Kapasite de sizlerin bu konuya yaptığınız duyarlılık, aldığınız eğitimler ve önlemler olabilir. Depremle ölümün en fazla olduğu ülkeler arasında Türkiye 7’nci sırada. Ölüm oranıyla depreme karşı ortalama nüfus başına dünyanın en önemli ülkelerinden birisi. Deprem sıklığı açısından 6’ncı sırada, son 120 yıldır afet başına bin kişi kaybediyoruz. Nüfus başına can kaydında dünyada 4’ncü sıradayız. Biz bu kadar az gelişmiş ülke miyiz? Asla değiliz. Ama neden? Biz depremleri deprem olduğu zaman hatırlıyoruz. Depremden önce önlem almadıkça maalesef biz bunları görüyoruz” dedi.
İNEGÖL’ÜN ETRAFINDA BİR SÜRÜ FAY VAR
Bursa’da ve İnegöl’de son 2 bin yılda birçok deprem olduğunu ifade eden Barış, “Doğanın kuralıdır. Yer küre yaşayan canlı bir varlık. Bir yerde bir doğa olayı olduysa, o olay tekrar edecektir. Kaçarınız yoktur. Dolayısıyla İnegöl ve Bursa büyük depremlere maruz kalmış. Dolayısıyla da ileri de bu depremlere maruz kalacaksınız. Kaçamayacaksınız. İnegöl’ün etrafında bir sürü fay var. Herhangi birinde deprem olursa neler olabilir? İnegöl Belediyesiyle 2012-2014 yılında yaptığımız projede de biz bunu söyledik. Eğer İznik-Gemlik fayı kırılırsa 7,6 büyüklüğünde bir deprem, felaket. 7,4 ile 7,6 arasında çıkan enerji açısından 1,4’lük bir fark vardır. İnegöl’e yakın 6,85’lik Eskişehir fayı olarak adlandırılan fay. Yine onun önünde 6,84’lik, 7,08 ve 6,91’lik sizin kapınızda tehlike var. Bunların hangisi yıkılırsa yıkılsın, hangisi deprem üretirse üretsin, mutlaka siz sallanacaksınız. Çürük binalar yıkılacak ve maalesef o enkazların altında bazı vatandaşlarımız kalacak” diye konuştu.
İNEGÖL’ÜN ZEMİNİ MAALESEF ZAYIF
Barış, şehrin zemini ve heyelan riskinden de söz ederek şöyle devam etti: “İnegöl’ün tamamına yakını maalesef zayıf ve maalesef alüvyon ve maalesef su içeriği yüksek. Ne olacak? Şu olacak güçlü zeminde deprem binanızı bir etkileyecekse, zayıf zeminde 10 etkileyecektir. Yani binanın ağırlığı kadar sarsılmayı hissedeceksiniz. Bunun önlemleri var. Yumuşak zeminlerde daha dikkatli olmanız gerekiyor. İnegöl’de bir başka tehlike ise heyelan. MTA ve AFAD tarafından yapılan çalışmalar var. Bu raporda araziye gidip görebileceğiniz heyelan alanları var. Bir de asıl tehlike var ki, depremin tetiklediği heyelanlar. Bunları önceden tespit etmezseniz, buraları yerleşime açtığınız da maalesef kendi elinizde bu insanların mezarlarını kazmış olursunuz. Depremle birlikte heyelan olup, olmadığı çok ayrıntılı araştırılması lazım.”
ÖLDÜREN DEPREM DEĞİL ALINMAYAN TEDBİRLERDİR
Seminerin ardından Belediye Başkanı Alper Taban kürsüye çıkarak kısa bir selamlama konuşması yaptı. Alper Taban, “Belki burada anlatılanlar içimizi karartmış olabilir ama maalesef bunlar hayatın gerçekleri. Kıymetli hocamıza verdiği bilgilerden dolayı teşekkür ediyorum. İNDAK ile beraber biz bu programı gerçekleştiriyoruz. İlk yardım anlamında da eksiklerimiz var, doğal afetlerle ilgili de eksiklerimiz var. Bunları nasıl tamamlarız diye düşünürken, bu işin gönüllüleriyle birlikte hareket etmek gerektiğini düşündük. Biz burada anlatılanların ve yapılması gerekenlerin kağıt üzerinde kalmasını istemiyoruz. Çok büyük bir tesadüftür; kısa zaman içerisinde gerçekleşen birkaç deprem oldu. Bunlar da bu program öncesinde büyük bir tesadüf oldu. Onu da ifade etmem lazım. Ancak biz bugünden sonra daha ileriye dönük ve kalıcı şekilde; kısa, orta ve uzun vadeli planlarımızı yeniden revize ederek beraberinde bu işe gönül vermiş olan arkadaşlarımızın sayısını arttırarak şehirde de böyle bir bilincin yerleşmesini sağlayacak inşallah bu günden daha ileriye devam etmek istiyoruz. İnşallah bunda başarılı oluruz. Deprem hayatın bir gerçeği, ancak öldüren deprem değil alınmayan tedbirlerdir. O yüzden biz şehir olarak yapmamız gerekenleri bir an önce hayata geçirmek istiyoruz” dedi.
Başkan Taban, konuşmasının ardından Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Kocaeli Yer ve Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şerif Barış’a gecenin anısına İnegöl’ü simgeleyen bir çini hediye etti.
