Ağaç yaşken eğilir !

Bostancı yaptığı yazılı açıklamada '' Bir Çin Atasözü der ki, 'Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek, on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik ama yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir. Atalarımız der ki : “Ağaç yaşken eğilir.” Yaşadığımız hayatın en güzel mevsimidir gençlik. Eğer kıymeti bilinip İyilik, İlim, İrfan, Medeniyet, Kültür, Tarih, Sanat, Edebiyat vb. değerlerle donatılan her nesil muhakkak kendisi ve çevresi için faydalı olacaktır. Bizlerde Ateş Karıncaları Gençlik Derneği olarak amacımızı bu doğrultu üzere çalışmalar yapmak. Her dönemin kendine has bir zorluğu olabilir. Özellikle teknoloji, dijitalleşme, Sosyal Medya gibi durumlar zamanımızda sağlıklı ve kontrollü bir şekilde yönetilmemesi hem aileleri Hem de toplumu zor durumda bırakan bir mesele haline gelmiş vaziyette… Bundan sebep Ateş Karıncaları olarak gençlerle sıksık bir araya gelmek ve hareket halinde olmak tercihimizdir. Önce ki haftalarda gençlerimizle birlikte doğa buluşmaları yaptık. Bu hafta sonu ise Gençlerle birlikte bisikletlerimizle şehir turu yaparak bir araya geldik. Maksadımız hem zihinde olmak Hem de birlikte hareket etmeyi sağlamak. Teknolojinin esir ettiği, Uyuşturucunun mahvettiği, Sigara yaşının aşağılara çekildiği bir dönemde bizler gençlerimizle yüzerek, Doğa yürüyüşü yaparak, Spor faaliyetlerinde bulunarak, İlim ve Kültür çalışmalarının içine dahil ederek hem gençlerimizi doğa ile buluşturuyor hem de Büyük Medeniyetimizin izlerini takip etmeye çalışıyoruz. Yaratıcısını bilen, Peygamberini tanıyan, İslam'ın emirlerine teslim olan, sürekli aktif ve hareket halinde olan gençlerden korkmaya gerek yok. Bilakis sahip çıkmak icap eder. İdealist ve Medeniyetine bağlı fikirleri ile dikkat çeken mefkûre meraklısı bir gençlik ruhunu arzuluyoruz. Üstat Necip Fazıl’ın diliyle… “Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün 'dikeyleri 'yatay' hale getirecek bir çığlık kopararak 'mukaddes emaneti ne yaptınız?' diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik... Dininin, dilinin beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlik... Halka değil, Hakka inanan bir gençlik… Düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik.” Bu anlayış ve azimle diyoruz ki “ Ey Genç kardeşim eğer zamanın sorunlarını çözmek istiyorsan, ruhunun seni sıkmasından nefes alamıyorsan, tatlı bir yüz, güzel bir söz duymaya hasretsen “ sende gel katıl bize…Seninle yeniden çay koyup hayatı konuşalım, dünyayı tanıyalım, kardeş olalım '' dedi.