Tarih: 15.03.2020 20:38

BİLNÇLİ OLMALIYIZ

Facebook Twitter Linked-in

Teknolojik gelişimlerin birçok alanda ilerlemesine rağmen düşünce ufkumuz bazıv noktalarda gelişim gösteremiyor. Bu gelişimlerde ne hikmetse insanlık kulaktan dolma oluşturduğu suni bilinçten kurtulmayı bir türlü beceremiyor. Köklerine bağlı olmak, inanç anlamında sebatkar davranmak elbette her olayda önem arz ediyor. Lakin 'mahşer midillisi' olmakta neyin nesi... Ne güzel bir ifade değil mi? Ortalığı karıştırmak için olağanüstü çaba sarf ediliyor. Var olan gerçeklere realist yaklaşmak zorunda olduğumuz doğru. Tedbir takdiri de değiştirmez ancak alınması gereken önlemleri almakla da mükellef durumdayız. Tüm bunların akabinde biraz tarihin sayfalarını karıştırmakta fayda var. Dünya tarihinde salgın ve vebalar diye yazdığınızda karşılaştığınız bilgiler sizi korkutmasın. Rakamsal verilerini ve türlerini paylaşacak değilim. Tablo bugünkünden çok daha ürkütücü. Ben durumun pandemi teşhisi üzerinde önlem noktasına tedbiren taşınması, ancak korkuların paranoya derecesine getirilmemesi tarafındayım. El otomasyonu yıllardır bir türlü kabullenemediğimiz sorunların başında geliyor. Örneğin el bulaşıcılık noktasında en etken role sahip. Üstelik temizlik kurallarına bakıldığında da el taşıyıcı durumda. Bilimsel olarak insanların enerjilerinin ve olumsuz hissiyatlarının birbirine biyoenerji ile geçtiği de kanıtlanmış bir gerçek. Hatta bu durumun canlı olan tüm etkenler için kullanıldığı da biliyoruz. Örneğin su ve çiçekler üzerinde yapılan onlarca deney mevcut. Hal böyleyken tüm dünyanın tokalaşmaktan dahi uzak durması ne tuhaf geliyor değil mi? Üstelik bir bayanın elini uzatmadan bir erkeğin tokalaşmak için uzatmasının sadece dinen değil nezaket kurallarınca da uygun olmadığı defalarca belirilmesine rağmen henüz öğrenememişken... Şimdi dönelim asıl konumuza. Toparlayacak olursak tedbir takdiri değiştirmese de alınması gereken zorunlu önlemlerden oluşur. Temizlik kişisel anlamda sağlandığında halk sağlığı üzerinde de etkin bir güce sahiptir. Dahası ve en önemlisi paranoyalardan beslenmek, sağduyudan uzaklaşmak süreci olumlu olarak etkilemiyor aksine daha fazla sorunla karşılaşmaya zemin oluşturur. Tarih sıkıntılı zamanlarda sağduyulu davranmayı becerebilmiş insanları yazıyor. Topluluklara liderlik etmek, sakinleştirmek, korkuların üstesinden gelmek gerek. 21. Yüzyıl akıl almaz gelişmeleri barındırdığı doğru. Ancak insan faktörünün deyim yerindeyse mankurtlaşmaması adına bilinçli olmak zorundayız. Şuurlu davranmanın toplumsal bir sorumluluk olduğunu unutmadan, sağduyunun ayakta tutulması açısından farkındalık oluşturmak ve normalleşmek GEREKİYOR. Bu süreçte su ve sabunla temasımızın bir nebze daha temkinli olması yetecek sanıyorum. Önemli olan düşünceyi nasıl temiz tutacağımız? Nuh (a, s) zamanı misali insanlık kendi kötülüğünde temizlenecek bir zihniyete tanık olacak belki de. Kim bilir belki de dijital dünyanın yeni sınavı bu, şuurlu olmak... Sağlıkla ve afiyetle, en önemlisi sağduyu ve teslimiyetle kalınız. Hayriye DURMUŞ


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —