Tarih: 21.06.2020 15:58

BİR TATLI HUZUR

Facebook Twitter Linked-in

Hayat çok garip öyle değil mi? Pencerenin kenarında bir gülün kokusunu duyabilmek için dikkat kesilir, duyduğunda fazlasını beklersin. Öyle kusursuzluk yoktur hayatta. Her şeyi bir arada bulamazsın mesela. Bir yönü beslerken diğer yandan mahrum kalırsın evvela.... Eskiler yeni ev yaptıklarında bir tuğlayı eksik bırakır tamamlamazlarmış. Kusursuzluk; kusurlu olan insanın, peşine düştüğü mükemmellik kaygısını taşımamalıdır çünkü. Hele ki her şeyin konfor alanında sunulduğunu, her kapının açılabildiği anahtarının olduğunu düşünmenin mükemmeliğe hiç faydası yoktur. Her uyandığın yeni günün sabahında, olumlu cümlelerle başlarsın hayata. Gün içinde rutinler, aksaklıklar enerjini düşürür. Sen inandıklarını öyle güçlü sarmalarsın ki, kimse dahil olmaz onlarla aranda ki o kuvvetli bağa. Hayat varsayımları kaldırmaz mesela. Net cümleler duymak ister. Bekleyişler bu asrın insanının istediği bir kavram değildir esasında. Zihinsel etkileşim ve öğretiler, belirleyicidir bu zamanın getirisinde... Ezberleri bozduran bir güç vardır aslında. Dün yaşanıp geçmiş olan zaman, bugün dünyaya iz bırakmak için elinde olacak tek sermayedir oysa. İnsan ruhunu uğraşları ile besliyor. Bu yüzden insan inanmadığı hiç bir işi yapmamalı kalbi çarpmadığında. Kainatta kusursuz bir denge bir şey anlatıyor insanın kalbine. Güneş vazgeçirilmiyor güne açılmaktan. Ta ki kıyameti kadar... Ağaçlar kışlara dayanıp döktüğü yapraklarından vazgeçirilmiyor her baharda. Gecenin siyah örtüsü yorgan misali çekiliyor şehirlerin üstüne, ilahi kudretin himayesinde... Ben bugün güne açılmam demiyor bulutlar kapkara olsa da... Bir yanı yarım insanın. Ne aradığını bilmeden yola düşen de var, aradığını bulduğunda kaybeden de... Kader ve kazanın çizgisinde gayretin yeri malum. Ama kırgınlıkları bile uzun süreli kalmamalı insanın... Dün hayatın ritmini tuttuğumuz, bugün tınılarını kalbimizde duyduğumuz gerçek, hayatlarımızı değiştirmeye devam ediyor. Bu yüzden uyanışı bile uzun sürmemeli rüyaların... Tüm maddi koşulların değiştiremeyeceği gerçekleri görünce, mana yönüyle de nasipten yana payı olmalı hayatın... Sadece bugünün var olduğunu bilerek, neleri değiştirmek gerektiğine tevekkülle sabrederek şekillenmeli yaşadıkların... Arayanların bulanlar olduğunu, bulduranın kudretinin arayışlardan daha kuvvetli olduğunu, O'nun kaybettirdiğini ise kimsenin bulamayacağını bilmeli arayışın... O bin bir nazla büyüyen emekler, kıymetini bilenlerin kalbine emanet edilmeli, başkalarının ellerinde heba olmamalı değerli kıldığın uğraşların... Ve köhne dünyanın en güzel öğretisi, seni en güzele ulaştıran, inandıklarını birlikte yaşadığın en güzel birikimdir, kalbinden nasibini aldığın, sevdiklerinin kalbiyle adımladığın yolların... Kalp huzuru ve esenlikle kalınız. Hayriye Durmuş


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —