Tarih: 10.05.2020 21:05

BÜTÜNÜ GÖRMEK

Facebook Twitter Linked-in

Dünya dengelerinin değiştiği bir çok olay bu bilimin ilerlemesinde etkin olmuş, alanında ünlü isimler geliştirdikleri metodlar ve akımlar ile ekonomik faaliyetlerin anlaşılması ve yorumlanması noktasında öncülük etmişlerdir. Modern iktisadın kurucusu olan Adam Smith, bu alanda ekonomide ki 'görünmez eli' ve 'bırakınız yapsınlar' devlet modelini kendinden önceki bir çok bilim adamı ile hemfikir olarak ilerletmiş, yazdığı eserle birlikte iktisat denilince akla ilk gelen isim olarak tarih sayfalarında yerini almıştır. Sizden ricam lütfen yazıyı sabırla okuyunuz. Bilimsel yazılar tanımlamalarla başlar. Akademik yazıların içlerinde çoğunlukla o alanda söylenmiş paragraflara rastlanır. Alanında ünlü bir ismin söylediği şöyle esaslı bir cümle anlatılmak istenen girizgahı oluşturur. Örneğin ekonomik gelişmeler alanında yazılmış yazılar, insanların hayatlarını yönetebilmeleri ve bu yönde tasarrufta bulunabilmeleri adına büyük bir kesim tarafından dikkat çeker. Gelelim asıl konuya iktisat ve ekonomi kavramları deneme yazılarımda yazım diline aktardığım konular arasında değildir. Bugün neden yer verdiğimi sorduğunuzu duyar gibiyim. Her insanın kendini ifade biçimi vardır. Alanında uzman olan biri öğrendiğini aktarma noktasında sorumluluk sahibidir. Kısacası herkesin ruhu aynı kavramdan beslenmez. Örneğin bilimsel yani akademik yazılar yazmak keyiflidir ancak her kesimin dikkatini çekmez. Yine parametreler, istatistikler, ekonomik ve pazarlama özelliği içeren yazıların da muhatapları farklıdır. Yazının en sade hali de eleştiriye maruz kalır, en edebi hali de... Çünkü herkes kendi penceresinde değerlendirir. Hiç bir yazarın yazdığı yazı karşındaki okuyucunun birebir anladığı gibi değildir. Edebiyatın perspektifi farklıdır. Edebiyatı sadece mübalağa ve süslü cümleler olarak göremeyiz. Çünkü mübalağa insanlığın var oluşundan beri olayların olduğundan büyük veya olduğundan daha küçük verilerle ifade edilmesidir. Oysa edebiyatı bir ifade ediş biçimi olarak kullanan herkes bilir ki, bu sizin aksettirmek istediğiniz mananın derinliği içindir. Olmayanı abartarak dile getirmek için değil Yeryüzünde Kuran'ı Kerim kadar güzel, edebi dille yazılmış hiç bir kitap yoktur. Ahenk ve betimlemelerin hiç bir insan tarafından yazılabilme imkanı da yoktur. Kuran'ı Kerim'de belagat vardır. Nedir belagat kısaca hatırlayalım. Terim olarak zaman ve mekana uygunluk manasında söz söyleme anlamı taşır. Darası alınmış sözcüklerin açık ve fasih bir şekilde aktarılması, edebi bir ilim olması yönünden, sıkça kullanılan yerinde ve zamanında söz söyleme sanatı olup, ilim olarak yayılmadan evvel de günlük konuşma dilinde dahi yer alan bir sanattır. Ancak burada önemli olan şudur ki; yazı dilinin edebi ölçüden uzaklaşmasını beklemeyiniz. Çünkü teknolojik ve bilimsel gelişmeler insani değerlerde edebi söylemlerin eksilmesi değil, aksine daha iyi yorumlanması anlamı taşımalıdır. Demiyorum ki kimsenin anlamadığı cümlelerle konuşalım. Ancak teknolojik terimlerin arasına serpiştirrilen dilin en güzel inceliklerinden de kopmayalım. Herkes kendi ehli olduğu işten sorumludur. Sözün zamana ve mekana uygunluğu noktasında ise manayı yeniden keşfetme fırsatı bulduğumuz bu günlerde, bir ayetin manasında tefekkür etmenin, detaylıca yaratılanları düşünmenin güzelliğini fark etmeliyiz Birbiri ile bağımsız gibi görünen tüm bu yazıları kısaca toparlayalım. İnsanoğlu istediğinde kalıpları öğrendiğinde her alanı güzelleştirebilir. Lakin her işi ehline bırakmak gereklidir. Bugün anne konulu bir yazmak istedim. Aslında kalben aktarabileceğim oldukça fazla cümlem vardı. Akademik yazı ve yazıya bakış açısı hususunda yaşanan birkaç durum, bu yazının konusunun farklılaşmasına sebep oldu. Toparlayacak olursa İktisadın en önemli günümüz uygulayacıları eli öpülesi annelerimizdir. Niyetim akademik yazı yazmak değildir. Bana göre yazının en güzel hali edebi alandan ayrılmadan yazılan halidir. Cümlelerin en güzeli anne kavramını anlatırken seferberdir. Zamana ve mekana uygunluğu en iyi tanımlayan söz sanatları ile onlar için ne söylense azdır. Hiç bir şey birbiriyle bağlantısız da değildir. Her şeyin bir bütünlük arz ettiği gerçeği tartışılmazdır. Manayı daha fazla keşfetme fırsatı bulduğumuz bugünlerde, herkes kendi sorumluluk alanında ilerlemeli, daha iyisini sunma çabasına gitmelidir. Böylesi daha anlamlı, daha adaletlidir. Çünkü herkes her şeyi bir arada bilme şansına sahip değildir. Her ne kadar anlatmaya vakıf olmasam da cennetin ayaklarının altına serildiği, can damarımız, her şartta ve her koşulda yanımızda olan annelerimizin ve anne adaylarının anneler gününü kutluyor, ahirete intikal eden annelerimize ise Cenabı Allah'tan sonsuz rahmet diliyorum. Sevgi ve esenlikle kalınız. Hayriye DURMUŞ


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —