Tarih: 14.03.2021 21:57

DÜŞÜNCE

Facebook Twitter Linked-in

Düşünce dünyasının filozofları insanı ve zamanı bu minvalde yorumlamışlardır, Onların insanı okumasının en güzel yolu mükellef olduğu ilmi ararken gösterdiği çabası ve hayata uyarlaması olarak tanımlanmıştır. Böylelikle düşünce, insanı yeniden inşa eden süreçleri belirgin hale getirmiştir. İnsan kendini okurken, kendine tezat olacak ne varsa onlarla sınanmış, ne ile doymak isterse onunla beslenmiştir. Hayatında zorluklar olan insanların hikayelerinin rahatlık içinde olanlardan daha anlamlı olması çabası da bu yüzdendir. Düşünce; hayatı bir tespih edasında yıllar gibi peşi sıra kehribar gibi çeke dursun, insanın varoluşunun ardındaki gerçeğe ulaşma gayesi ile yol alma derdi rehber olmuştur. Farabi'nin varlık teorisinde 'var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun' ibaresi geçer. İnsan hayatta ne kadar var, hangi kimlikte varlığı ne kadar? Cüssesi, gönlünün özkütlesi, yaradılış gerçeği, zuhur ettiği fikri hangi miktar? Devam eder Farabi 'alem büyük insandır ve insan küçük alemdir'. Yani parçanın gayretinde bütünü bulan, bütünün içinde parçayı anlamlı kılan ne varsa erdemdir. Ruhu şad eden, ömrü şadan eden, varlık amacına and içtiren, gerçeğini kaybettiğinde bedbaht eden de yine aynı güçtür. İnsanı iki olgu tanımlar. Biri özünde değerli kıldığı, muhafaza ettiği düşünce, biri de hali ve tavrı, beşer kimliği ile dizleri üstüne düşünce. Herkes kendi fıtratında büyüttüğü düşünce... 'Bazıları uyanıkken de hiç bir şey görmez.' Lakin bazıları için 'Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır.' Varlığında ki cümleleri duyup, yokluğunun hikmetini anlayanlardan olmak temennisi ile. Huzur ve esenlikle kalınız. Hayriye DURMUŞ


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —