HAYIR DUASI !

HAYIR DUASI !

HAYIR DUASI !

Genç gençliğinden, ihtiyar ihtiyarlığından muzdarip... Boşluğa yayılan binlerce kelime, boşa giden yüzlerce emek... Dünyanın vesvesesine değmeyecek onca telaşe. Huzuru ilahiye saklanmış yüzlerce sahne... Bir yanda umut, Rahman'dan bir teselli sözünü yinelercesine... Yüzünü döndüğün ve ardında bıraktığın her şey için ince bir muhasebe... Bir kız çocuğu dilinde hiç duyulmamış bir ezgi... Zamana katran karası iz düşürürcesine.... Vakit günlerden cuma gibi, sanki dar vakitte bir ağrı insanların göğüs kafesinde. Sanki kıyamet kopacak gibi... Dağıtılacak gibi herkesin kendi hissesi. Vurulacak gibi herkesin yüzüne kendi gerçeği... Duaların gölgesinde bir inşirah. Göğsünün daraldığını biliyoruz dercesine gelip, kalp kapakcıklarına nüzul eder gibi. Sanki herkesin kendisini karşısına alıp, kim olduğunu yeniden sorgulaması ve yine, yeniden başlamasını sağlamak gibi... Soğuk koridorlar, tuzlu yaşlar, gölgesine şifa sığınılacak yakarışlar. Öte yanda ağzını bağlarken, dilini bağlamaktan yoksun kalanlar... Kendi içinde alçalan, başkasında hiç olanlar... Şimdi bir rüzgar pencerenin kıyısında, yağmur yüklü simsiyah bulutlar... Sanki cahiliyenin kız çocukları feryat eder gibi... Sanki beli bükük ihtiyarlar medet beklerken, evlatlar evlatlıktan yoksun gibi. Bir yerlerde iyi kalmış ne varsa her şey yalnızca bir avuç duanın içinde saklı gibi. Kan bağı olmadan can bağı olanlar, hediyelerin en güzelini birbirine sunanlar, sınırları aşıp bilmediklerine en bilinmesi gerekeni sunanlar, bildirdiklerini her şeyden üstün tutanlar ve inandığı en büyük teslimiyette hüznüne dahi O'nun rızasına sahip çıkanlar... Onlar kocaman yürekleri ile hep var olmalılar... Gittiklerinde bile kalmalı lar, çünkü birileri dünyaya bir küçük hayır duası bırakmalılar... Huzur ve metanetle kalınız. Hayriye DURMUŞ