İlhan Baykan İktidar sınıfta kaldı !

İstanbul sözleşmesine dayanılarak çıkarılan 6284 sayılı kanun aile yapısının bozulmasında etkili olduğunu söyleyen Baykan, “Bu kanun çerçevesinde yaklaşık olarak 2 milyon baba evinden, çocuğundan uzaklaştırılmış, ailesiyle, eşiyle, çocuğuyla 10 milyon insan bu kanundan olumsuz bir şekilde etkilenmiştir. Bu kanun cinsiyetçi, faşist ve feminist bir kanundur bu kanunla kadının ve ailenin korunması mümkün değildir” dedi. Baykan’ın yapmış olduğu açıklamalar şu şekilde; İKTİDAR SINIFTA KALDI “Saygı ve sevgiyi hak eden bu millet aynı zamanda her türlü başarıyı ve başarılı hizmetler de hak etmektedir. Aslında başarı göreceli bir kavramdır. Başarı neye göre, kime göre başarıdır. Mesela adalet ve hukuk sistemimiz ne durumdadır. Tüm sonuçları ile ele alındığında başarılı bir neticeden söz edebilir miyiz? Maalesef mevcut iktidar ekonomide olduğu gibi adalet ve hukuk sisteminde de sınıfta kalmıştır. Hatta bırakın sınıfta kalmayı okuldan atılmıştır. Temelinde ahlak ve maneviyat olmayan her alan başarısız olmaya mahkûmdur.” BU KANUN KADINI ERKEĞE DÜŞMAN ETMİŞTİR “Mesela İstanbul sözleşmesine dayanılarak çıkarılan 6284 sayılı kanun aile yapısının bozulması yıkılması için çok etkili bir silah olmuştur. Bu kanun çerçevesinde yaklaşık olarak 2 milyon baba evinden, çocuğundan uzaklaştırılmış, ailesiyle, eşiyle, çocuğuyla 10 milyon insan bu kanundan olumsuz bir şekilde etkilenmiştir. Bu kanun cinsiyetçi, faşist ve feminist bir kanundur bu kanunla kadının ve ailenin korunması mümkün değildir. Bu kanun ayrımcılık yaparak kadın ve erkeği birbirine düşman etmekte ve bütün erkekleri potansiyel bir canavar ve şiddet suçlusu olarak göstermektedir. İnancımıza, kültürümüze ve geleneklerimizle uyuşmayan bu ve buna benzer kanunlar ve uygulamalar neticesinde bugün geldiğimiz acı sonuç ortadadır. Halbuki binlerce yıl kanunları ile dünyaya adalet dağıtan ecdadımız örnek olarak önümüzde durmaktadır. Maalesef adında, adalet ve kalkınma, adında milliyetçi ve adında büyük birlik gibi mana yüklü kavramları bulunduran Cumhur İttifakının mensupları medet umduğu sapkın medeniyetlerin dayatma kanunlar ile toplumumuzu getirdikleri durum ortadadır.” SAPKINLIĞIN MALİYETİ VATANDAŞLARIN CEPLERİNDEN KARŞILANIYOR “16 kitabı ve çok sayıda uluslararası ve ulusal makale ve bildirisi bulunan Profesör Doktor Ahmet Akın’ın aktarmış olduğu verilere göre 4.000 kız erkek olmak, 2.700 erkek kız olmak için bekliyor açıklaması gündemde bomba etkisi yaptı. İlgili bazı sağlık kurumlarının sayıların abartılı olduğu açıklamaları durumu kurtaracak cinsten değil. Sayının binlerce, yüzlerce veya onlarca olması durumun vahametini ortadan kaldırmaz. Bu konuların bu millette konuşuluyor olması bile acı bir durumdur. Medeni Kanun’un 40. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen diğer koşulları da taşımaları hâlinde, mahkemeden cinsiyet değişikliği izni almak suretiyle, kişilerin cinsiyetlerini değiştirmeleri mümkündür. Gelinen bu rezil ortamı normalleştirme ve doğal gösterme adına bu cinsiyet değiştirme ameliyatlarını sigorta kapsamına alarak bu sapkınlığın maliyetini, vatandaşların vergilerinden karşılamaktadırlar. Birçok hastalık ve ilaçları sigorta kapsamına girmemişken, böylesi bir durumda tüm imkanların sunuluyor olması dikkat çekici bir konudur. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) tüm eğitim ve araştırma hastanelerine gönderdiği bir yazıda cinsiyet geçişiyle ilgili masrafların SGK güvencesinde olduğunu belirtiliyor. Cinsiyet geçiş ameliyatlarının protezler dâhil tüm masraflarının SGK güvencesinde olduğu ifade ediliyor. Ayrıca geçiş sürecinde teşhisten itibaren en az 1 yıl Psikiyatri Takibi olması, takibin arından ise Endokrinoloji ve Metabolizma, Üroloji, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Psikiyatri ve Rekonstrüktif Cerrahi branş uzmanlarının tamamının bulunduğu sağlık kurulu raporuna Tıbbı Genetik Uzman’ından alınan görüş yazısının eklenmesi gerektiği belirtiliyor.” YAPILAN HİÇBİR HİZMET AHLAKİ ÇÖKÜŞÜ DURDURAMAZ “Şimdi, öncellikle iktidar mensuplarına ve seçmenlerine sesleniyorum. Yapılan hiçbir hol, yapılan hiçbir köprü, yapılan hiçbir hizmet, açılan hiçbir okul veya cami bu sapkınlığı, bu lanetlenmiş helak olmuş kavimlerin günahlarına kefaret olmaz. Hiçbir ekonomik tedbir bu ahlaki ve manevi çöküşü durduramaz. O sebeple diyoruz ki, Önce Ahlak ve Maneviyatı esas alan Yeniden Refah Partisi ile bu gidişata dur diyelim. Genel Başkanımızın iktidara geldiğimizde LGBT derneklerini ve faaliyetlerini yasaklayacağız sözünü, hiçbir Müslüman duymazdan gelemez. Hiçbir Müslüman ve sağ duyulu vatandaşımız şu veya bu bahane ile, vebal ve sorumluluktan kurtulamaz. Artık vakit gelmiştir. Artık; güzel ile çirkini, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, faydalı ile zararlıyı, adalet ile zulmü ayırt etme zamanı gelmiştir. Çünkü; Artık Umut Var, Artık Çare Var, Artık YENİDEN REFAH VAR !!!”