MİSAFİRLİK O'NA SERBEST

Gelirken minarelere mahyaları, sofralara bereketi, paylaşılan kardeşliği, heybesine doldurduğu gönle hoş sadaları da beraberinde getirir. Mühürler sokakları, caddeleri, sofraları ve insanları. Gönül sofrasında rızıklanacak bir manadır istediğin... Suya bir yudum susayış, gönle bir hurmayla adanışın nasibi düşer. Dili mühürler, kalbi mühürler, mideyi mühürler lakin zamana bir bereket mührüdür düşer. İki gözümün çiçeği, biraz hüzün, çokça rahmet, kapıda geliyor yine huzura bir manalık iz düşürerek... Mideni doldurmadan doymayı, paylaşarak kardeş olmayı fısıldıyor yeniden. 11 ayın sonunda tamda öğretiler unutmaya başlamışken, yeniden hatırlatmaya geliyor incitmeden... Ahh o eski ramazanlar diye cümleler kurmadan evvel, bir sofrada buluşmaya dahi hasret kalmışken şimdilerde, bereketi avucunda kardeşliğin elinden tutar gibi geliyor. Birinin kapısına bırakılan, birinin gönlüne dokunulan, kimine zekat kimine hayır tarafı düşen bir nasiple geliyor bereketli sultan. Ruhun açlığını doyurmaya, dilini, zihnini ve tüm benliğini terbiye etmeye geliyor kıymetli sultan. Gelişi bereket, varlığı merhamet, sonu affa çıkması, razı gelip, hoşnut gitmesi, ruhumuza bir yıl yetecek gönül hoşluğu bırakması duasıyla... Huzur ve esenlikle kalınız. Hayriye DURMUŞ


Orjinal Habere Git