Tarih: 19.01.2020 18:52

ÖNCE KENDİNİ ANLAMAK

Facebook Twitter Linked-in

Her canlıda kuşkusuz farklı donanımlar vardır. İdrak ise insana özgüdür. Yani kendisini kamufle eden, ustaca avlanan, yaradılışında var olanla, tüm canlılar içinde belirli kodlar saklar. Ancak insan, bu kodları anlamlandırmakla, zihin boşluğuna düşeni idrak etme yetisine sahiptir. Bu aşamada algılamak; bilinç alanına nesnenin dahil olması, farkındalık oluşmasıdır. İdrak etmek şuur gerektirir. Kişinin konumunu, varlığını, yaradılışını, neden var olduğunu, nelerden korunup nelere yönelmesi gerektiğini ayırt etmeyi sağlar. Bunun içinde manayı tam olarak anlamak, kuşatmak, özüne varmak gerekir. Ancak ne yazık ki içinde bulunduğumuz zaman anlamayı kabul etmiyor. Herkes kendi gerçeğinde haklı olduğunu düşünüyor. Yüzeysel olanla ilgileniyor. İlgilendiğinde ihtiva ettiği ne varsa kabullenilmesini bekliyor. Bunun içinde adeta bir mekanizma oluşturuyor. Sınırlarını dahi kendi belirlediği bir düzende herkesi aynı kalıpla şekillendirmeye çalışıyor. Ziya Paşa'nın bir dizesi vardır. Oldukça sık kullanırım. 'İdraki meali bu küçük akla gerekmez, Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.' Ne de güzel söylemiş. Terazinin dengesi bu kadar yapay sıkleti çekmiyor vesselam. İnsanoğlu sözüm ona anlamak için bilime yönelmiş. Psikoloji, sosyoloji, teoloji derken tezler, kuramlar, deneyler, bilişsel işlevli yenilikler birbirini kovalamaya devam etmiş. Kendini, tabiatı, toplumu, çevreyi anlamak derken bilginin önüne geçilememiş. Nokta kadar ilim cahillerin elinde çoğalmış deyim yerindeyse. Koca koca cümleler kurulmuş ancak netice itibarı ile özümsemek bir kenara bırakılmış. İnsan her şeyi kuşatırken kendine yetmeyi becerememiş. Her şey kendisine hizmet için yaratılırken, kendisi düzenin içinde kayboluvermiş. Biraz daha düşünecek olursak, kalıp yargılarımız, önceliklerimiz, tüketim toplumuyuz derken kazandığımız ve kaybettiklerimiz, kazanmak için çaba sarf ettiklerimiz... Daha eklenecek ne kadar alternatif varsa gelin anlamak için bir adım atalım. Kişinin en büyük hakiminin kendi vicdanı olduğunu bilerek biz bu anlayışın neresindeyiz? Alanında uzman isimler durmadan bu süreçleri anlamak adına güzel çabalar, çalışmalar yürütüyor. Örneğin kişinin yaşamının belirli süreçlerinde yaşlara göre yapılan araştırmalarda hayatın belirli dönemlerinin sorgulamaya açık, belirli zamanların ise koşulların etkisiyle de teslimiyetçi olduğu belirtiliyor. Lakin en önemli ayrıntı gözden kaçıyor. İnsanın evvela kendisini anlamaya herkesten daha çok ihtiyacı var. Anlamak ile ilgili Necip Fazıl'ın sevdiğim bir dizesi ile satırlarımı sonlandırmak istiyorum. 'Anlamak yok çocuğum anlar gibi olmak var / Akıl için son tavır saçlarını yolmak var.' Gelin anlaşılmak için bir adım atalım, idrak etmek için kendimize bir kazanım sunalım. Sevgiyle ve anlayışla kalın. Hayriye DURMUŞ


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —