Tarih: 10.01.2021 22:50
SINIRLAMA
Kişisel ihtiyaçlarımız seçimlere göre değişiyor. Ancak ruhen iyi olduğumuz alanlar her birimizin değişkenlik gösterebiliyor.
Siz hiç dalında durduğu ağaçtan şikayet eden bir meyve, rüzgardan sinir buhranı geçiren bir yaprak, güneşten nefret eden bir çiçek gördünüz mü? Enerjimizin yarısından fazlası memnuniyetsizlik dolayısıyla tükeniyor. Her şeye bir bahane, her güzelliğe bir kulp uyduracak potansiyelimiz var nedense.
Oysa içinde yaşadığımız süreçte mahrumiyetleri tanıyınca ne kadar sınırlı kavramlarla çevrili olduğumuzu gördük. Üzüldük biraz da, epey de incindik, doğrudur. Gün ışığına, dolu dolu çektiğimiz nefeslere hasret kaldık. Davranışlarımız değişti ancak huylarımız değişmedi.
İnsan davranışlarının bilinçli ve bilinçsiz oluşan yönleri ile ilgili verilerini toplayan sayısız çalışma yapılıyor. Bilginin çeşitliliği, değişkenlik gösteren davranışların yönleri, akademik araştırmalar yoluyla irdeleniyor. Ancak işin bilimsel boyutunu okuduğumuzda şaşkınlık içinde olduğumuz bilgiyi günlük hayatın içinde bilimsel verilerle aktaramıyoruz. Herkes birilerinden bir beklenti içinde ancak kendinden beklenileni sunma noktasında çekimserlik gösteriyor. Benim anladığım cümlelerle konuş, bana göre şekillen, ben haklıyım beni destekle, bu işin yalnızca doğrusu bu... Saydığım cümleler sizi huzursuz etmiş olmalı. Maalesef günün sonunda hal hareketler ve söylenen cümlelerin altında gizlenen mana tam olarak bunu ifade ediyor.
Her ilacın kullanım alanı, her bilginin yeteri düzeyde sunulanı, her işin ehlinin elinde şekil bulan bir sanatı vardır. İnsanların kendini iyi hissettikleri, ruhlarının güzelliklerden beslendiği alanları vardır. İnsan fıtratı iyiye, güzel olana meyillidir. Onu kendinize göre şekillendirmeye çalıştığınızda özünü kaybedecek, durumdan huzursuz olacaktır. Bırakalım herkes en iyi olduğu işini yapsın. İyi olanında takdirini yapamıyorsak sessiz kalmanın yolunu bulalım. Marifet iltifata tabidir derler. Bu demek değil ki övgünün dozajı üst düzeyde tutulsun ancak insanların kendini iyi hissettikleri alanlarda onların yaşam alanlarına ket vurulmasın kafi...
Her hastalığın bir şifası, her hüznün bir mutluluğa açılır kapısı, her işin emek harcandığında bir mükafatı vardır. Üstelik önce insanın kendi içindeki huzurla karşılığını alır. Ölçünün değer bulduğu bir inancın temelinde, beşerin beşer diliyle, fiiliyle hatta eliyle sınırlandığı bir durum, her şeyden önce yaradılışına aykırıdır. 'İnsanlar ne dediğinizi unuturlar ama onlara ne hissettirdiğinizi unutmazlar.'
Huzur ve esenlikle kalınız.
Hayriye DURMUŞ
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —