TEST MERKEZİ DEVAM ETMELİ

TEST MERKEZİ DEVAM ETMELİ

TEST MERKEZİ DEVAM ETMELİ
Mobilya test lâboratuarının el değiştirmesine ilişkin değerlendirmede bulunan İGİAD Başkanı Bahadır Bayraktar, mobilya test laboratuarının TSE tarafından işletilmesinin şık olacağını vurguladı. Mobilya Test Laboratuarı'nın İnegöl'e kazandırılmasında önemli rol oynayan İGİAD Başkanı Bahadır Bayraktar, Mobilya test laboratuarının mutlak surette İnegöl'de kalması gerektiğine dikkat çekti ve test laboratuarına TSE'nin talip olmasının şık olacağını söyledi. İNEGÖL’DE KALİTE ALGISINI OLUŞTURDUK İnegöl’de bir mobilya ve test laboratuarı olması fikrini 2006 senesinde ilk dile getiren kişi olduğunu kaydeden İGİAD Başkanı Bahadır Bayraktar, “Allah nasip etti daha sonra İTSO yönetiminde bunu dile getirdik. O günkü İTSO yönetimi ile bunun altyapısını yaptık, çalışmalarını yaptık, danışmanlıklarını aldık ve konuyu bir yere getirdik. Konuyu bir yere getirirken bizim bu çalışmamız dikkat çekti. Tesadüfen TÜV Rheinland firması da bizimle irtibata geçerek Türkiye’de bir fiziki test laboratuarı kurma düşünceleri olduğunu belirttiler. Bunu ortak bir paydada buluşturmak istediler. Onlar birkaç kez İnegöl’e geldiler biz birkaç kez İstanbul’a gittik. Ben bizzat kendi imkânlarımla TÜV Rheinland’ın merkezine gittim ve orada tespitlerde bulundum. Geldiğimizde konu Belediye Başkanımızın da bilgisi dâhilinde olmuştu. Olması gereken en doğru formatta, fuarın içinde hayata geçti. Çok güzel oldu. Bülent Arınç’ı bu vesile ile tanımış oldum. Kendisine davetiye götürdüğümüzde bizi kırmadı, İstanbul’daki lansmanda geldi 45 dakika mobilya dedi, kalite dedi, İnegöl dedi ve bütün basın da oradaydı. Bunlar güzel hadiseler. O günden sonraki süreçte öncelikle İnegöl’de bir kalite algısını oluşturmuş olduk. Algı yönetiminden bahsediyoruz, hayatımıza televizyon ve internet girdiğinden beri dünyanın şekillendirme şekli ve bilgiyi alma şeklinden bir tanesi budur. İnegöl’de bu kadar çok üreticinin, bu kadar çok ihracat potansiyeli olan bir yerde Türkiye ve dünya ile alakalı bazı hedefler koymuşsak mobilya başkenti vizyonu koyduysak bunun olmazsa olmazlardan biri kalite bilinci ve kalite belgelendirme kuruluşuydu. Bizim tanıtım anlamında pek bir eksiğimiz yoktu. Fuarcılık şirketimiz var, altyapı anlamında üreticilerimiz bütün şehre yayılmış durumda. 2. OSB’miz var. Türkiye’de ilk Mobilya İhtisas OSB İnegöl’de kuruldu. Gelecekte ihtiyacımız olan şeyin ürünlerimizi gerçekten fiziki anlamda belgelendiren bir kuruluş, bunu aynı zamanda pazarlama argümanı olarak ‘Bu şehirde kendine has bir mobilya test laboratuarı var’ konusunu başardık. Bunu başardık. Şehir olarak başardık. Gelinen noktada bizim o günkü partnerimiz TÜV’dü. Tamamen bir tesadüf. O gün Almanya TÜV’ün böyle bir isteği ve bizim böyle bir çalışmamız birleşti” dedi. TÜV’ÜN İNEGÖL’DEN GİTMESİNİN BİZİMLE ALAKASI YOK İsimlere takılmayarak fotoğrafa geniş bakabilmeleri gerektiğini belirten Bayraktar, “İnegöl’de bir mobilya test laboratuarı mutlaka devam etmeli. Bu algının kesinlikle değişmemesi lazım. Bunun birçok faydası var. Bir Irak süreci yaşadık, bütün Türkiye ve Avrupa belgelendirmede çok ciddi sıkıntılar yaşarken biz dibimizde vergilendirme faaliyeti hizmeti aldık. Bu konuda TSE de destek verdi. Bundan sonraki süreçte bir defa kesinlikle bu laboratuardan vazgeçmememiz lazım. İnegöl olarak bundan sonra nasıl fuarımız devam ediyorsa, tanıtım faaliyetimiz devam ediyorsa, kalite bilinci faaliyetimizin bir görselliği olan bu test laboratuarı da devam etmeli. Bunu TÜV ile alakalı dillendirmeye gerek yok. O günden bu sürece TÜV ile alakalı onlarca toplantıya katıldım. TÜV’ün buradan gitmesinin bizimle uzaktan yakından alakası yok. TÜV Rheinland firmasının bir yönetim problemi oluştu. TÜV Rheinland Türkiye yapılanmasında 3 sene içinde 3 tane genel müdür ve kadro değişti. Burada randıman olabilir mi? Beklentiler karşılanabilir mi? Biz bunu defalarca illettik. Her seferinde farklı bir genel müdürün farklı talepleri oluyor. TÜV’ün buradan gitmesi tamamen kendi tercihleridir. Biz onlara İnegöl’de fiziki testlerle alakalı talebin bir süreç içinde olacağının mutabakatını yaptık. Bu bir süreç dedik. Burada birçok üretici var. Buradan başlanır. Burada çok yoğun bir pazarın içerisinde oturuyorsunuz, sebat edeceksiniz. Onlarca toplantı yaptık neticede el sıkışıldı. Türkiye’de başka müşterileri de vardı bütün testleri İnegöl beklentisiyle gelmediler. Türkiye’deki bütün ofisçiler müşterileri. İnegöl artı bir şey katacaktı. Pazarın genişliği de hoşlarına gitti. O günden bu güne baktığınızda ciroları çok da kötü değil. Buradan TÜV’ün gitmek istemesinin İnegöl ile alakası yok. Onlar Türkiye’deki yapılanmalarından yani fiziki test olayından çıkıyorlar. Şirket Almanya’da küçülme yoluna gidiyor. Onlar bunu aksettirirken kendimiz küçülmüyoruz da burada gerekli ilgiyi görmedik diyerek topu başkasına atıyorlar. Kesinlikle kendi kararlarıdır. İnegöl’de gerekli miktarda işleri olmuştur. TSE zamanında onlarla partner olmakla alakalı talepte bulunmuştur ama kabul etmemişlerdir. TSE, Irak sürecinde onların bir merkezi Ankara’da olduğu için Marmara’daki ve Ege’deki testleri size yönlendireyim dediğinde kabul etmediler, ihtiyaçları yoktu. Baktığınızda işleri çok da kötü değildi, hala daha değil. Dolayısıyla kendi kararlarıdır” şeklinde konuştu. İNEGÖL’DE MOBİLYA TEST LABORATUARI DEVAM ETMELİ “Bu aşamadan sonar biz neye bakacağız?” diyerek konuşmasını sürdüren Bayraktar, “İnegöl’de uluslar arası akreditasyonu olmuş bir mobilya test laboratuarının devam etmesi lazım diye düşünüyoruz. TSE milli kuruluşumuzdur. Milli kuruluşumuz, fiyatları daha uygun, daha fazla hizmet verir birçok artısı olur. Sonuçta o da uluslar arası akredite veriyor. Dolayısıyla bu geçiş olabilir. Biz yeter ki beyin olarak İnegöl’de test laboratuarının devam etmesi gerektiğini algılayalım. Bu kalite sürecinde buna ara vermememiz lazım. Bunu işleten TSE mi olur İTSO mu olur Belediye mi olur dernekler mi olur ne olursa olsun şehir desteğine devam etmelidir. İnegöl’de mobilya test laboratuarı devam etmeli. Bunu kimin işleteceği ayrı bir konu. Fikir olarak laboratuarın devam etmesi gerektiğinden kopmayalım. Devam etsin, işleteninin kim olacağı teferruattır. Kesinlikle TSE’nin olması şık olur. Milli kuruluştur, zaten akreditasyonu vardır. TSE olmazsa başka bir kuruluş da orayı işleteceğim diyebilir ama 1-1,5 yıllık bir akreditasyon süreciniz var. TSE’ye yönelirsek daha doğru bir adım atmış oluruz. Sonuçta milli kuruluşun mobilya testini almış olmak da bir mesajdır. TÜV Rheinland ile biz bütün dünyaya mesaj verdik, dünyadaki 9. laboratuarını kurduk. TÜV’ün İnegöl’ü tercih etmesi ciddi bir mesajdı, TSE’nin İnegöl’ü tercih etmesi ayrıca güzel bir mesaj olacak. Hüseyin Şahin vekilimiz de işin Ankara boyutunda destek verirse olmayacak diye bir şey yok. Çok da güzel olur. Hem bizim kalite algımızda düşme olmaz hem de Türkiye’ye ikinci mesajı vermiş oluruz. Türkiye’nin mobilya testi burada oluyor, TSE İnegöl’ü tercih etti gibi ayrı bir malzeme olur ve bu işten kârlı çıkabiliriz. Hem mobilya sektörü adına hem kalite bilincinde sıkıntı yaşamadan güzel bir geçiş yaşanabilir. TÜV’ün fiyatları yüksekti. Bununla alakalı kendilerini çok eleştirdik. İlk konuştuğumuz fiyatlar vardı, süreç içinde onların çok dışına çıktılar, daha sonra biraz indirim yaptılar ama hiç istediğimiz fiyatlara gelemediler. TSE milli kuruluş. Ona göre çok daha imkânları uygun olur. Bu konuda hiç ara vermeden, boşluk yaşamadan hemen TSE’yi buraya doğru bir tanıtımla geçirmeliyiz. Bu işten İnegöl kârlı çıkar” ifadelerini kullandı.