Selamsız bandosu

Günler öncesinden İnegöl'de davet çalışmalarına başlayan Chp ilçe örgütü bu kapsamda bir çok spor kulübü , Stk başkanları , dernekleri ve muhtarları gezerek cumartesi günü Kılıçdaroğlu'nun 5. Mevsim Kültür Merkezinde Kanaat önderleri , Muhtarlar ve Stk başkanları ile yapacağı toplantıya davet etti. Kendimce tüm bu çalışmaları görünce, Kılıçdaroğlu'nun cumartesi gününü İnegöl'e ayıracağını ve herkesle detaylı şekilde İnegöl üzerine yapılması gereken konuları muhataplarıyla uzun uzun konuşacağını umdum. Ancak makus talihimiz bir kez daha gösterdi ki bizim siyasetteki karşılığımız sadece 1 saat 20 dakika . İnegöllü iş adamları spor kulübü yöneticileri , siyasi parti temsilcileri, muhtarlar kısacası,  İnegöl'ü yönetenler, tabiri caizse, paldır küldür alel acele, 3 - 5 kelam edebildiyse ne ala. Söylenecek sözler , istekler , talepler,  öneriler .. Kısacası umutlar başka bahara kaldı. Kılıçdaroğlu'nun bu kısa ziyareti yıllar önce TRT'nin tek yayın kuruluşu olduğu yıllarda izlemek zorunda kaldığım ve o dönem hiç bir anlam veremediğim, büyüdükçe oscara aday gösterilmesi gerektiğine inandığım Selamsız Bandosu filmini aklıma getirdi. Film kısaca günlük gazetelerin bile iki gün sonra geldiği bir kasabada geçiyor. Bir gün belediye başkanı cumhurbaşkanının kasabadan geçeceğini öğreniyor ve cumhurbaşkanını karşılamak üzere bir bando kurmaya karar veriyor. Filmde o süreçte yaşanan sorunları , çekilen çileyi ele alıyor. Geleceği için günler öncesinden o kadar hazırlık yapılan Cumhurbaşkanı kasabadan geçerken tirenden bile inmeden sadece şapkasını sallayarak geçip gidiyor. Evet bana göre Kılıçdaroğlu'nun İnegöl ziyareti de aynen böyle oldu. Saat 14 :05'te geldiği İnegöl'den takribi 15 :20 gibi ayrıldı . O kadar yapılan hazırlık , davet, toplanan insanı göz önüne aldığımızda İnegöl'e ayrılan süre 1 saat 15 dakika. Kılıçdaroğlu o saate kadar Bursa'da ne yaptı bilemem . Ancak İnegöl'e saat 2'de gelmesi ve sadece 1 saat 15 dakika kalması tam bir fiyaskoydu. Canım İnegöl, bir kez daha büyük umutlar içine girdi. Ancak bir kez daha dağ fare doğurdu. Gene hazırlanan dosyalar , yapılan çalışmalar genel başkana verilmeden ( yada verilse de ) tozlu raflardaki yerini aldı. Siyasette çok güçlü olduğu konuşulan İnegölün aslında ne kadar sahipsiz olduğu bir kez daha net ve örnekleriyle ortaya çıktı. Ya sizce  ? Saygılar